Namaz ile ilgili hadisler o kadar çoktur ki, bu da Peygamber Efendimizin (S. A. V) namaza ne kadar çok önem verdiğini göstermektedir. Madem namaz bu kadar önemli ve Peygamber Efendimiz (S. A. V) hadis-i şeriflerinde namazın mükafatını ve uhrevi alemdeki cezasını bastıra bastıra belirtiyor, bize de bu hadislerden örnek alarak namazlarımızı aksatmamamız gerekiyor. İnsanlar günde beş vakit ezan sesini duyarak namazı hatırladığı halde hala namazı aksatmaya devam ediyorsa, o kişiye işlediği günahın büyüklüğü hatırlatılmalıdır.
Öncelikle şunu belirtelim ki amacımız korkutmak değil sevdirmektir. Namazdan uzaklaştırmak değil, namazın değerini bir kere daha anlatarak sevdirmektir. Amacımız, hakikatleri anlatmaktır. Çünkü hakikatleri bizlere tebliğ eden Kâinatın Efendisi Resul-ü Ekremdir (S. A. V). İnşallah şimdi zikredeceğimiz hadis-i şerifler gafil kafalara tokmak olur kendine getirir ve namaza başlamasına vesile olur. Şimdi bize susmak düşer, konuşan Kâinatın Sultanı Resul-i Ekremdir.
İbni Ömer rivayet ediyor ki: Bir gün Resulullah (S. A. V) şöyle buyurmuşlardı: “Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir. ” (Taberani)
Ebu Hureyre (R. A) şöyle buyurmuştu: Resulullah'ı (S. A. V) şöyle söylerken işittim: “Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağrılacaktır. Yüzünün nurunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın. ” (Buhari)
Osman İbni Affan'dan (R. A) rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:“Kim güzelce abdest alırsa, o kimsenin günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün vücudundan çıkar. ” (Müslim)
Hz Muaviye'den (R. A) rivayet edilmiştir ki: Peygamber Efendimizi şöyle buyururken dinledim: “Kim bir namazını kazaya bırakırsa, sanki onun çoluk- çocuğu ve malı-mülkü elinden alınmış gibidir. ” (İbni Hibban)
Sevban'dan (R. A) nakledilmiştir: Bir gün Rululullah şöyle buyurmuştu: “Müslüman kul ile kafirlik ve iman arasında sadece namaz vardır. Müslüman bir kişi namazı terk ettiği zaman kesinlikle Allah'a (C. C.) şirk koşmuş olur. \"(Taberi)
Abdullah ibni Amr İbn As (R. A)'den rivayet edilmiştir ki: Bir gün Resulullah (S. A. V) namazdan konuştu ve buyurdu ki:“Her kim şu beş vakit namazı eksiksiz kılarsa namazı, kıyamet gününde ona bir aydınlık, hakkında delil ve kurtuluş olur. Her kim de bu beş vakit namazı gereği gibi kılmazsa kıyamet gününde Karun'la, Haman'la, Firavun'la ve Ubeyy ibn-i Halef'le birliktedir. \"(Müsned)
İbni Mes2ud (R. A) rivayet edilen bir hadise göre, bir adam bir kadını öptü ve sonra Resulullah'a (S. A. V) gelip durumu anlatınca bunun üzerine“Gündüzün iki yanında ve gecenin gündüze yakın saatlerinde namaz kıl. Şüphesiz iyilikler kötülükleri giderir. ” (Hud suresi 11) anlamındaki ayet nazil oldu. Sahabe: “Bu sadece bana mıdır ya Resulullah (S. A. V)?” dedi. Resul-i Ekrem: “Ümmetimin tamamı içindir“ buyurdular.
Ebu Zer Umare İbni Ruveybe (R. A) Resul-i Ekremden şunu işittiğini söyledi:“Güneş doğmadan ve batmadan önce namaz kılan bir kimse Cehenneme girmeyecektir. ” (Müslim)
Hz İbni Abbas (R. A) rivayet etmiştir: Resul-ü Ekrem buyurdular ki:“Kim namazı terk ederse, Allah (C. C.) kendisine gazab etmiş olduğu halde O'na kavuşur. ” (Taberani)
Ebu Hureyre (R. A) nakletmiştir: Resulullah sallallahü vessellem şöyle buyurmuştu:“Büyük günahlardan kaçınıldığı müddetçe, beş vakit namaz ile iki Cuma, aralarında işlenen küçük günahlara kefarettir. ”(Müslim)
Buveyde'den (R. A) rivayet edilen bir hadisi şerife göre: Resulullah (S. A. V) şöyle buyurmuşlardı: “İkindi namazını terk eden kimsenin işlediği ameller boşa gider. ” (Buhari)
Cündüb İbni Süfyan'dan (R. A) nakledilen bir hadisi şerife göre Resulullah (S. A. V) şöyle buyurdu: “Sabah namazını kılan kimse Allah'ın (C. C.) himayesindedir. Dikkat et, Ey Ademoğlu! Allah (C. C.), bizzat himayesinde olunan bir konuda seni sorguya çekmesin. ” (Müslim)