Namaz, kul ile Allah (C.C.) arasında manevi bir bağ, özel bir iletişim penceresi ve sırlı bir köprüdür. Namaz, kulun Allah'a (C.C.) en samimi ve içten yönelişidir. Bu ibadet, kulun Allah'a olan niyazlarını, en bereketli ve değerli dualarını ilettiği, ihlas dolu bir yöneliştir.

Namaz, kulun acziyetini, noksanlıklarını, kusurlarını ve çaresizliğini idrak ederek mutlak kudret sahibi, mutlak zenginlik sahibi, mutlak rahmet ve merhamet sahibi olan Allah'ın (C.C.) merhamet kucağına kendisini atmasıdır.

Namaz, huşu içinde kılınan, tekbir ile başlanarak Allah'ı (C.C.) yücelten, Allah'ın (C.C.) kelamı okunarak ve selam ile tamamlanarak bitirilen özel bir ibadettir. Namaz, Allah'a (C.C.) olan bağlılığımızı, saygımızı ve itaatimizi bildiren özel bir şükürdür.

"Namaz dinin direğidir" derken Allah Peygamberi (s.a.v.) ne de güzel bir benzetme yapmıştır. Nasıl ki bir bina kolonlar üzerinde durur ve o kolonlardan biri kesilirse o bina yıkılır, namaz da dinin direği olduğu için namazı olmayanın imanı olmaz, yıkılır ve mahvolur. İmanın ilk şartı kelime-i şahadet ve ikinci şartı namazdır. Zaten birinci şartı yerine getirmeyen ikinci şartı asla yerine getirmez. Fakat maalesef birinci şartı yerine getirdiği halde ikinci şartı yerine getirmeyen birçok Müslüman vardır. Namaz kılmayanların hiçbir ibadeti kabul edilmez. Çünkü ahiret aleminde ilk sorgulanacak ibadet namazdır. Eğer Müslüman namazını tam kıldıysa diğer ibadetlerine bakılacaktır. Namazı tam değilse diğer nafilelerle namaz tamamlanacaktır. Namaz tamamlanırsa kişinin diğer amellerine bakılacaktır. Fakat Müslüman'da hiç namaz yoksa yaptığı hiçbir amele bakılmayacaktır. Namaz böyle önemli bir ibadetken yaşam gayemizin birinci amacı namaz olmalıdır. İş arasında namaz geçiştirilmemeli, namaz arasında kalan zamanlarda iş ve dünyevi işlerle uğraşılmalıdır. Çünkü namaz fazla zaman alan bir ibadet değildir. 24 saatin sadece bir saatini ayırarak yapılabilecek bir ibadetken bundan mahrum olmak büyük bir kayıptır.

İnsan zamanını 24 altına benzetsek Allah (C.C.) her gün bize hayat kadar önemli 24 altın verip sadece günde birini borç istiyor. 23 altın size yeter diyor. Günde bir altın karşılığı da cenneti vaat ediyor. Fani dünyada 40-50 sene rahat etmek için gece gündüz çalışırken yaşlanmaya yakın ancak bir ev sahibi olabiliyoruz ve birkaç sene o evde rahat etmek için geceyi gündüze katıp çalışıyoruz. Baki alemde sınırsız yaşanacak bir Cennet köşkü için neden bir saat çalışmayalım? Hem namaz, insan için bu dünyada da sayısız faydası olan bir ibadettir. En önemlisi namaz kılanın evi de bereketlenir, hayatı da. Namaz kılan kişinin hiçbir zaman darlık görmeyeceğine dair hadis-i şerifler vardır. Namaz kılan kişi hem maddi hem de manevi huzurlu bir hayat yaşar. İmanı kuvvetlenir. Sıkıntı bile çekse Allah'ın (C.C.) imtihanı olduğunu bilerek teslimiyet gösterir ve sabreder.

Allah (C.C.), namaz kılmayanları bir ayetinde şöyle anlatmıştır: "Cennette olan iman sahipleri, cehennemde azap gören insanlara sorar: 'Niçin siz cehennemde acı çekiyor, azap ediliyorsunuz?' Cehennemde azap görenler şöyle cevap verirler: 'Biz dünyada iken namaz kılmazdık, fakiri yedirmezdik. Oyun ve eğlenceye, yanlış yola dalanlarla beraber biz de dalardık. Biz böyle yaşarken ölüm gelip bize çattı.'" (Müddessir Suresi 39-47)

Namaz, inşallah cehennem azabından koruyacak ve cennet nimetleriyle mükafatlandıracak Allah'ın (C.C.) bizlere sunduğu en büyük nimettir. Bunun farkında olarak huşu içinde ve aksatmadan farz namazları kılmalı ve üzerine nafileler eklemeliyiz.